
Yakın zamanda Figenciğim de emeklilik konusunda uzun uzun, özellikle de yurtdışında çalışanlar için oldukça faydalı olacak, yazılar yazdı. Ne tesadüf ki, onun bu yazıları benim bir Sosyal Sigorta numarası ile çalışmaya başlayışımın 10. yıl dönümüne denk geldi.
Daha vaktimin çok olduğunu düşündüğüm için 'ne zaman emekli olacağım' diye çok fazla kontrol yapmıyorum. Ancak, eğer primlerinizin ödenmesiyle ilgili tereddütleriniz varsa ya da 'elimin altında şu kayıtlar doğru düzgün bulunsun' derseniz, bağlı bulunduğunuz sosyal güvenlik kurumunun web sayfalarını ziyaret edin.
Ben arada bir buraya girip 'hala emekliyor muyum?' diye bakıyorum.
Bir yakınınız ya da istediğiniz herhangi bir kişinin, eğer TC kimlik numarasını, adını, soyadını, ana-baba adını, doğum yılını biliyorsanız sigorta tescil kaydının yapılıp yapılmadığını buradan öğrenebilirsiniz.
Ben SSK'ya kayıtlı olduğum için, burda söyleyeceklerim hep bu kurum üzerinden olacak. Gerçi ülkemizdeki üç kurum tek bir çatı altında toplandı ama yine de herkes kendi bağlı olduğu kurumdan bilgilerini öğrenebiliyor.
Her ne kadar pek çoğumuz içinde bulunduğumuz sistemi beğenmiyor olsak da o çook uzaktaymış gibi görünen günler bir gün geliverecek. Zaten hepimiz zamanın çok hızlı geçtiğini söylemiyor muyuz? İşte o gün geldiğinde, eğer biraz rahat yaşayalım diyorsak, bunu bugünden planlamamız gerekiyor.
Öncelikle 2 şartı yerine getiriyor olmamız lazım. Birincisi belirli bir süre boyunca (gün üzerinden hesaplanan) prim ödemek , ikincisi ise belirli bir yaşa kadar hayatta kalmayı becermek.
Eh bu prim günlerini de bir an önce doldurmak gerekiyor. Ama prim engelini atladıktan sonra bir de yaş engeline takılıyoruz. Primi doldurdum diye yan gelip yatamıyoruz, çünkü maaşımız bağlanmıyor. Biz de paşa paşa çalışmaya devam ediyoruz.
İşte burada her bir günün önemi büyük. Şimdi içinde bulunduğumuz ve çabucak geçen bu günlerde primler damlaya damlaya göl olmalı. Daha öncede söylediğim gibi primlerin takibi çok önemli, yasalar sigortasız çalıştırmayı engelliyor olsa da işverenin primlerimizi düzenli ödediğini takip etmek lazım.
O gün geldiğinde, bağlanacak maaşın aslında bugün yaşadığımız hayat tarzını sağlamayacağı aşikar. Benim gibi memur-işçi çocuğu olanlar zaten durumun içindeler.
Emekliliğe doğru emeklerken bazı kişisel girişimlerde de bulunmak lazım. Devletin bağlayacağı maaşın yeterli olmayacağını düşünerek şimdiden bireysel emeklilik sistemine dahil olunabilir. Benim dahil olduğum sisteme göre 2029'da emekli olacağım. Tabii bu sistem de ne kadar ekmek o kadar köfte hesabı yapıyor.
Bunlar derin mevzular, çok daldım çıkamıyorum şimdi.
Tüm bu söylediklerim işin parasal boyutu. Para çok kolay kazanılacağı gibi çok kolay da kaybedilebilir. Emeklilikte parasal olarak rahat etme konusu, içinde bulunduğumuz koşullar ve ve biraz da alacağımız yatırım kararlarıyla ilgili. Ama asıl mutluluğumuzun garantisi sanırım şimdiden sağlığımıza, hobilerimize, dostlarımıza yapacağımız yatırımlarda.
Umarım hepimiz mutlu birer emekli oluruz.